google92207d2cbecf4788.html

İklim Değişikliğinin Zeytine Etkisi Konuşuldu

“16. Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali” kapsamında Çamoba köyünde “İklim Değişikliğinin Zeytine Etkisi” konulu panel düzenlendi.

İklim Değişikliğinin Zeytine Etkisi Konuşuldu
30 Ekim 2021 - 20:25
“16. Uluslararası Ayvalık Zeytin Hasat Festivali” kapsamında Çamoba köyünde “İklim Değişikliğinin Zeytine Etkisi” konulu panel düzenlendi. TEMA Vakfı Ayvalık İlçe Sorumlusu Haluk Aysu’nun yönettiği etkinliğe Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi” ve Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü'nden Yüksek Ziraat Mühendisi Dr. Ayça Akça Uçkun ve Balıkesir Üniversitesi Edremit Meslek Yüksekokulu Zeytincilik Programı Öğretim Üyesi Dr. Mücahit Kıvrak konuşmacı olarak katıldı.

Son üç yılda kuraklığın yeniden konuşulmaya başlandığını, 2019 ve 2020 yıllarının kuraklıkla geçtiğini belirten Prof. Dr. Murat Türkeş, “Ocak ortasına kadar ne sıcaklık düştü ne de yağış oldu. 2020 yılının sonuna geldik, kış gelmedi" dedi. Son 30 yıldır Türkiye'nin büyük bölümünde kuraklık yaşandığını anlatan Prof. Dr. Türkeş, Ayvalık, Bergama ve Kozak'taki kuraklık şiddetinin de artış yönünde olduğunu kaydetti.

"Artık sıcaklık, yağış ve buharlaşma rejiminin bu coğrafyada değiştiğinini biliyoruz" diyen Prof. Dr. Murat Türkeş, "Bir yandan kuraklık yaşıyoruz, bir yandan da yağış olması durumunda 30-40 yıl önceye göre afet durumuna dönüştüğümüzü görüyoruz. Bunlar insan kaynaklı iklim değişikliğinin doğrudan etkileri" diye konuştu. Son yıllarda değişen iklimle zeytin üretiminde de değişiklik yaşandığını anlatan Prof. Dr. Murat Türkeş, sıcaklık rejimindeki artışın, ardışık kurak ve sıcak geçen yılların zeytinde rekolte düşüşüne yol açtığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Murat Türkeş, daha sıcak ve kurak iklimin geleceğini düşününce, zeytin rekoltesinin ve üretiminin yapıldığı coğrafyanın değişeceği konusunda üreticileri uyardı. Model çalışmaların gelecekte sıcaklığın arttığı bölgelerde zeytinin azalacağına ilişkin ipuçları verdiğini anlatan Prof. Dr. Türkeş, zeytin üretiminde güney bölgelerden daha serin olan kuzey bölgelere, daha yukarılara doğru yöneliş olacağını dile getirdi.

Prof. Dr. Türkeş, Türkiye’nin sadece yanlış ve kötü arazi kullanımı nedeniyle yüzde 60 oranında bir yandan kuraklığa, bir yandan çölleşmeye meyilli olduğunu, bunun önümüzdeki birkaç on yıl içinde gerçekleşme olasılığı bulunduğunu sözlerine ekledi.

Zeytinin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ürün olduğunu belirten Dr. Ayça Akça Uçkun, zeytinin en çok üretiminin yapıldığı İtalya ve İspanya'da kuraklık açısından şimdiden modellemelerin yapıldığını anlattı. İklim değişiklikleriyle birlikte üretimde yeni liderlerin Avustralya, Çin ve Libya'nın olabileceğini söyleyen Dr. Uçkun, Türkiye'de yakın gelecekte belki de tropikal türlerin üretilebileceğini, zeytin üretiminin kuzeylere doğru çıkacağına dikkat çekti.

Sıcaklıkta yaşanan 1,5 derecelik artış sonrası üreticilerin ilettiği yakınmalara ilişkin bilgi veren Dr. Ayça Akça Uçkun, Akhisar'da zeytinin büzüştüğü, Aydın'da zeytinlerin olgunlaşmadığı yönünde telefonlar aldıklarını, bu bölgede ise aşırı yaprak dökümü yaşandığı bilgisinin geldiğini anlattı. Zeytin üretimine ilişkin sorunların yanı sıra çözüm önerilerinden de söz eden Dr. Ayça Akça Uçkun, köydeki üreticilere seslenirken şu görüşleri dile getirdi:
“Kompost uygulaması yapılması, topraktaki organik madde üretiminin artmasını sağlamamız gerek. Artık toprağı çıplak bırakmayacağız. Yaşadığımız deneyimler atalarımızın yaptığı doğru uygulamaları, geleneksel yöntemleri bizlere yeniden anımsattı. Zeytinde ara ziraat sistemini kullanmamız gerek. Zeytinin karbondioksit emisyonuna büyük katkısı olduğunu göz ardı edemeyiz. Zeytin ve zeytinyağı hem şifa kaynağı hem de karbondioksit emilimine katkısı var.”

Sözlerine "Üreticimiz olmasa bir açlık sorunu olacak" diye başlayan Dr. Mücahit Kıvrak, küresel ısınma nedeniyle geçen yıl zeytini kısa kollularla hasat ettiklerine dikkat çekti. Dr. Kıvrak, "Sıcaklık nedeniyle zeytinyağı kalitesi aşağı düştü. Yağ kalitesini çok etkiliyor. Koklayıp tattığınızda odun tadı alıyorsak bu kuraklığın etkisinden" dedi.

Türkiye'nin bitkisel yağ açığı olan bir ülke olduğunu kaydeden Dr. Mücahit Kıvrak, "Bir damla yağa ihtiyacımız var" derken, hasadın olduğu dönemin soğuk olması gerektiğini anlattı. Geçen sene zeytinyağının soğuklayamadığını, bu nedenle de zeytin ağacının yeterince ürün vermediğini belirten Dr. Kıvrak, "Zeytinde 1000 saatten fazla soğuklama süresine ihtiyacımız var. Bu süre geçen sene hiç tutmadı. Sürgünlerin uzayıp gelişmesi için akşamları soğuk ve serin olması gerek" diye konuştu.

Küresel ısınma nedeniyle yaşanan fırtınaların daha fazla artacağını da anlatan Dr. Mücahit Kıvrak, "Üstü açık bir fabrikada çalışıyoruz. Bu üstü açık fabrikayı koruyup kollamak zorundayız" diye seslendi. Ayvalık yağının kendine özgü özellikleri olduğuna da değinen Dr. Kıvrak, "Mutfakta yağın kapağını açarsınız salondakinin canı çeker. Ama bu sene bu özelliği bulamayacaksınız. İklimdeki kuraklık nedeniyle bu özelliği kaybetti" dedi.

Zeytinliklerdeki yabancı otların kimyasallar yerine doğal gübreyle yok edilebileceğine değinen Dr. Mücahit Kıvrak, "Zeytin ağacına hiç dokunmadan koyunculukla bu sorunu halledebilirsiniz. Yeniden koyunculuğa, küçük baş hayvancılığa dönmek zorundayız. Sizlerin büyük baş hayvanlarla uğraşacak zamanı yok artık" görüşünü dile getirdi.

Üreticilerden gelen bir soru üzerine, köylülerin üniversiteye verebileceği bir dilekçeyle kendilerine evlerinde kullanılan tüm atıkları kullanarak kompost yapmayı öğretebileceğini belirten Dr. Kıvrak, "Ama siz de bana artık küçükbaş hayvan yetiştireceğinize söz verin. Küçükbaş hayvancılıkla bu köyden karbon sıfır atıkla ekolojik köy olalım" dedi.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum