google92207d2cbecf4788.html

Şiddete maruz kalan çocukların şiddete meyletme ihtimali daha yüksek!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, kadına karşı şiddet konusunu değerlendirdi ve kadına karşı şiddetin önlenebilmesi için önerilerde bulundu.

Şiddete maruz kalan çocukların şiddete meyletme ihtimali daha yüksek!
18 Ekim 2024 - 22:58
Son zamanlarda ülkemizde yaşanan kadına yönelik şiddet eylemlerinin toplumun derinden sarsılmasına ve üzülmesine neden olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, bazı kişilerin şiddete maruz kaldıklarını anlayamayabileceğini bu nedenle şiddeti tanımlamanın önemli olduğunu söyledi.

Bir kadının şiddete maruz kaldığını anlayabilmesi için belirtilerden bahseden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, şiddetin önlenebilmesi için de bazı önerilerde bulunarak, “Aile fertlerinin ya da çocuğun şiddete maruz kalmaması oldukça önemli. Yapılan çalışmalar şiddete maruz kalan çocukların şiddete meyletme ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.” uyarısını yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, kadına karşı şiddet konusunu değerlendirdi ve kadına karşı şiddetin önlenebilmesi için önerilerde bulundu.

Bazıları şiddete maruz kaldığını anlayamayabiliyor! 
Son zamanlarda ülkemizde yaşanan kadına yönelik şiddet eylemlerinin toplumun derinden sarsılmasına ve üzülmesine neden olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu durumun tekrar etmemesi ve yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçebilmek için neler yapılabileceği sorusu daha fazla önem arz eder duruma geldi. Kadına şiddetin önüne geçebilmek için öncelikle şiddetin tanımlanması oldukça önemli.” dedi.

Bazı kişilerin yaşadıkları veya içinde bulundukları durumda şiddete maruz kaldıklarını anlayamayabildikleri için şiddeti tanımlamanın önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu durum şiddetten kaçınılmasına ya da tedbir alınabilmesinin önüne geçebiliyor. Peki şiddet nedir? Şiddet, bir kişiye veya gruba zarar verme amacıyla yapılan her türlü davranışın genel adıdır. Fiziksel, sözlü, duygusal ve cinsel biçimde görebilir. Bu durum veya durumlar bireyin sadece bedeninde değil ruhunda da derin yaralar açabilir. Hemen herkes şiddete maruz kalabiliyor. Kadın, erkek, hayvan fark etmeksizin bütün canlılar bu durumu yaşayabiliyor.” şeklinde konuştu.

Şiddet farklı şekillerde görülebiliyor! 
Her kesim için şiddetin çok yıkıcı olabildiğine değinen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Ancak biz kadına yönelik şiddeti ele alacağız. Şiddetin tanımını yaptıktan sonra şiddete maruz kalınıp kalınmadığının nasıl anlaşılabileceğine değinmek faydalı olacaktır.” dedi.
Bir kadının şiddete maruz kaldığını anlayabilmesi için belirtilerden bahseden Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fiziksel şiddette yaralar, morluklar ve kesikler gibi somut işaretler görülebilir. Duygusal şiddette sürekli kaygılı olma, her an bir şey olacakmış ve zarar görecekmiş gibi hissetme, ruhsal açıdan tükenmiş ve bitkin hissetme, kendini değersiz ve sevilmeye değer görmemeye başlama gibi durumlar ortaya çıkar. Ekonomik şiddette finansal açıdan kadının kontrol edilmesi, bütün paranın failin elinde toplanması, kadının çalışmasına izin verilmemesi veya aldığı maaşa el koyulması, ‘Neredesin, nereye gidiyorsun, kimlesin’ gibi sorularla kadının sürekli kontrol edilmesi gibi durumlarla karşılaşılabilir. Bunun yanında ‘eğer şunu yaparsan ben de bunu yaparım, şantaj yaparım, sevdiklerine zarar veririm, özel fotoğraflarını ifşa ederim’ gibi söylemlerde bulunulması da bir diğer şiddet örneğidir. Mağdur kişi sosyal çevresinden ve ailesinden uzaklaşmaya başlar. Şiddet davranışını ortaya koyan fail kurbanını izole etmek ister. Amacı kurbanı daha rahat kontrol edebilmek ve çaresiz hissettirmektir.”

Aile içi şiddet oranı daha yüksek olabilir!
Türkiye’de 2021 yılında yapılan araştırmada kadınların yüzde 38’inin hayatlarının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldıklarını ifade ettiklerini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Kadın cinayetlerine bakıldığında, 2021 yılında 300 kadının öldürüldüğü bildirilmiştir. Aile içi şiddet üzerine yapılan çalışmada ise kadınların yüzde 20’sinin eşleri tarafından şiddete uğradığı belirtiliyor. Bu sayıların bildirilmeyenlerle birlikte çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.” dedi.

“Şiddete maruz kalan çocukların şiddete meyletme ihtimali daha yüksek!” 
Kadına yönelik şiddeti engellemeye yönelik yapılabileceklere de değinen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Kadına yönelik şiddetin farkındalığını arttırmaya dayalı eğitimler, seminerler ve kamu spotu çalışmaları düzenlenebilir.” dedi.

Şiddet eylemini gerçekleştirenlere yönelik caydırıcı kanunlar ve bu kanunların uygulanmasında kararlı bir iradenin ortaya konmasının oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, şunları söyledi: “Bu durum bu tür eylemlere kalkışabilecek kişilerin caydırılması, mağdurların korunması ve olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi açısından oldukça önemlidir. Eğitim ailede başlar. Bu nedenle çocuğun nasıl bir ailede yetiştiği de önemli bir nokta. Çocuklar davranışlarını genelde modelleyerek öğrenirler. Yani aile içerisinde gördükleri davranışları uygulama eğiliminde olurlar. Bu nedenle anne ve babanın birbirlerine karşı nasıl bir tutum sergiledikleri ve aile içerisinde oluşan krizleri nasıl yönettikleri çok önemli bir konu. Bununla birlikte aile fertlerinin ya da çocuğun şiddete maruz kalmaması da oldukça önemli. Yapılan çalışmalar şiddete maruz kalan çocukların şiddete meyletme ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.”

“Cinsiyet eşitliği konusunda erkeklere eğitimler verilebilir”
Şiddete maruz kalan kadınlar için güvenlik, barınma ve psikolojik açıdan destekleyici hizmet verilebileceğini de dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Cinsiyet eşitliği konusunda erkeklere eğitimler verilebilir. Bununla birlikte şiddetin güç göstergesi ya da erkeklik ifadesi olmadığına dair farkındalık oluşturmaya yönelik programlar oluşturabilir.  Kadına şiddeti normalize eden yayınlara izin verilmemesi, toplumsal rollerin yeniden dizayn edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini vurgulayan yayınların arttırılması bir başka yöntem olabilir. Üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve hükümet yetkililerinin koordineli biçimde çalışması da önemlidir.” 

YORUMLAR

  • 0 Yorum