google92207d2cbecf4788.html

Phokai'li Amiral Dionysios - Lade Deniz Savaşı

MÜJDAT MERSİN YAZDI: PHOKAİ’Lİ AMİRAL DIONYSİOS - LADE DENİZ SAVAŞI

Phokai'li Amiral Dionysios - Lade Deniz Savaşı
11 Nisan 2021 - 19:51 - Güncelleme: 11 Nisan 2021 - 19:53
M.Ö.547 yılında Lidya’yı ele geçiren Persler, sonraki birkaç yılda tüm İonya’yı ve Karya’yı egemenlikleri altına almışlardı.Özgür yaşamaya alışmış bu kentler ve halkları,bu özgür günleri özlüyor,için için isyan duygularıyla doluyordu, Pers işgalinden neredeyse elli yıl geçmişti.
M.Ö 498’de Milet’li Aristogoras’ın Atina’daki söyleviyle baştan çıkan Atinalılar İyonya’lılara destek olmak amacıyla ,Iyonya’ya yirmi gemi gönderirler.Herodot’a göre bu gemiler,İonya’daki isyanın başlamasına neden olur ve Yunanlılarla Perslerin başına büyük belalar açar.Üst üste üç sıra küreklerin yer aldığı beş Erytria kadırgası Atina filosuna katılır. Müttefikler Efes sularına girip,karaya çıkarlar. Küçük Menderes’ten yukarı doğru ilerleyip, Sard kentini aniden basar,yağmalar ve yakarlar.
Müttefiklerin bu başarısından sonra,İyonyalıları,içine düştükleri bu kötü durumdan kendi çabalarıyla kurtulmak üzere yalnız bırakan Atinalılar gemilerine biner ve geri dönerler.
Sard’ın yok edildiğini öğrenen Pers kralı Darius, gökyüzüne bir ok atar ve Tanrı’dan Atinalılardan intikam almasına yardımcı olmasını diler.İyonyalılar savaşmayı bırakmaz ve Çanakkale Boğazı,Kadıköy ve Bizans dahil olmak üzere Marmara Denizi kenarındaki tüm kentler,Karyalılar ve Kıbrıs Adası,herkesi peşinden sürüklerler.İskit seferinde Darius’un hayatını kurtaran Milet’li İstiya da isyana katılır.Midilli halkının kendisine verdiği sekiz gemiyle ,kendisine katılmayanlara saldırıp,yakıp yıkarlar.Asya kıyılarına indiği bir sırada Persler tarafından yakalanıp haça gerilir. İstiya’nın isyana katıldığını unutan Darius,kendisine birkaç yıl önce yararı dokunan bu insanı öldürdükleri için komutanlarını azarlar.
Kuşadası yakınlarındaki Panionium tapınağında toplanan İyonya’lılar,Milet’e saldırmak üzere olan Pers’lere karşı karada savaşmanın zor olduğunu,kaybedecekleri için Pers’lere karşı koymama,ancak tüm deniz filosunu Lade’de toplama kararı alırlar.
Miletos’lular kalelerini kendileri savunacaklardı.Yedekte bir tek gemi bırakmadan büyük bir donanma hazırlanacak ve Miletos’u gemilerden oluşan bir kale ile savunmak üzere hemen Lade’de toplanacaklardı.(Lade,Miletos önündeki küçük adadır. Günümüzde Küçük Menderes’in alüvyonları ile dolup anakara ile birleşmiştir.)
Bu karar alındıktan sonra gemilerini tam takım donatan İonia’lılar,Lesbos’daki Aiol’lar da yanlarında olduğu halde toplantı yerine geldiler; savaş düzenleri şöyleydi;
Sakız adası yüz, Lesvos yetmiş, Samos altmış, Milet seksen, Priene on iki, Myus’un üç, Teos’luların on yedi, Khios’un yüz gemisi ve sonra Erythrai sekiz, Phokaia üç gemiyle,toplam olarak donanmaya üçyüz elli gemi katılmış oluyordu.
İonia kuvvetleri böyleydi,ama Perslerin altı yüz gemileri vardı.Pers donanması ve kara ordusu Miletos önlerine geldiği zaman,İon donanmasının önemli olduğunu öğrenen Pers şefleri,başarıdan şüpheye düştüler.Denizde yenilirler ve Miletos’u alamazlarsa Darius’tan çekecekleri vardı. En çok bundan korkuyorlardı.Yanlarında bulunan Ionya’lı tyranları çağırıp,şöyle söylediler; “karşı taraftaki yandaşlarınızı kazanmaya çalışın ve isyandan vazgeçirin.Ayaklandıkları için ceza görmeyeceklerini söyleyiniz.Eğer savaşı kaybederlerse köle olacaklardır; oğulları iğdiş edilecek,kızları Baktra’ya (Afganistan) gönderilecek,toprakları başkalarına verilecek.”
Bunun üzerine İonia tyranları kendi sitelerinin adamlarına,geceleyin haber uçurdular.Ama bu haberleri alan Ionia’lılar bunları kabul etmediler,ihanete razı olmadılar.İşte Miletos önlerine gelen Perslerin ilk iş olarak yaptıkları bunlardı.
Ionia şefleri Lade adasında toplanıp savaş meclisi kurdular.Söz alan hatipler arasında bulunan Phokaia’lı şef Dionysios şu sözleri söyledi; “ Evet,Ionia’lı yurttaşlar,ustura ağzı üzerindeyiz,kıl payı farkla,özgür ya da köle olacağız.Şimdi eğer zahmeti göze alırsanız,şüphesiz zor bir an geçireceksiniz,ama sonra düşmanı yenecek ve özgür olacaksınız.Yok işi gevşek tutar,düzeni bozarsanız,ayaklanmanın cezasını kraldan fazlasıyla çekersiniz.Söylediklerime inanınız ve bırakınız sizi ben yöneteyim ve ben,size düşmanın savaşa bile giremeyeceğini,girse bile büyük kayıplar vererek çıkacağını söyleyebilirim.”
Dionysios’u dinleyen Ionia’lılar onun buyruğu altına girdiler.O,her sabah gemileri uzun diziler halinde açık denize çıkartıyor,tam techizatlı kürekçilere,sıra ile iki düşman gemisi arasından geçme talimleri yaptırıyordu.Sonra günün geri kalan saatlerinde gemileri demir üzerinde bırakıyor ve Ionia’lıları akşama kadar çeşitli işlerde çalıştırıyordu.
Yedi gün her dediğini yaptılar,emirlerini yerine getirdiler; ama ondan sonra bu çeşit işlere alışkın olmayan Ionia’lılar,kızgın güneş altında yorgunluktan bitkin bir halde söylenmeye başladılar.;
“ Hangi tanrının dediğine karşı çıktık da başımıza bu kadar rezillik geldi,diyorlardı.Üç gemiyle gelip başımıza geçen bu Phokaia’lı palavracının buyruğu altına girmek için aklımızı yitirmiş,ipin ucunu kaçırmış olmalıyız.Bizi babasının uşağı gibi çalıştırıp,ağır iş altında gebertiyor; İşte birçoğumuz hasta düştü,daha birçoğumuzun başına da aynı şey gelecek.Bu kadar eziyet çekmektense bırakalım ne olacaksa olsun.Bugünden zincire vurulmaktansa bekleyip yarın köle olmak daha iyi.Haydi be ! Artık elimizi bir işe sürmeyelim!” Böyle konuşuyorlardı ve hiçbiri artık buyruk dinlemek istemiyorlardı;kara ordusu gibi adada barakalar kurup,gölgede yatıyorlar,gemiye binip talime çıkmaya yanaşmıyorlardı.
Ionia’lıların bu hallerini gören Samos’lu şefler,Pers tarafında olan Ionia’lı tyranların Ionia tarafından ayrılmaları önerisini düşünmeye koyuldular.Ayrıca Büyük Kral’a üstün gelmenin olanaksız olduğunu da açıkça görüyorlardı,zira bu filoyu yenseler bile arkadan beş kat güçlüsünün geleceğinden hiç şüpheleri yoktu.
Savaş vakti gelip donanmalar açık denizde vaziyet alınca,Samos’lular onbir gemi hariç yelken basıp saftan çıkmışlar ve Samos’a doğru yol almışlardır.Savaş komşularının kaçtıklarını gören Lesbos’lular da Samos’lular gibi yapmışlar,Ionia’lıların büyük bölümü de onlara katılmıştır.
Kalıp,savaşanlar arasında en büyük kaybı Khios (Sakız)’lular verdiler,zira parlak başarılar kazanmışlar,canla başla savaşmışlardı.Savaş arkadaşlarından çoğunun ihanet ettiklerini gördüler.Ama onlar gibi alçakça davranmayı kendilerine yediremediler ve çevrelerinde kalmış olan az sayıdaki müttefikleriyle yalnız başlarına savaştılar.Düşmanın çok sayıda gemisini saf dışı bıraktıktan sonra kendi gemilerinin de çoğunu kaybettiler.Ellerinde kalanlarla da yurtlarına doğru kaçtılar.
Gemileri çok zarar gören ve düşman tarafından kovalanan Khios’lular,Mykale (Kuşadası yakınında)’ye sığındılar.Sonra kara yolculuğuna çıktılar,Ephesos topraklarına vardılar;geceydi ve Ephesos kadınları Themosphoria ‘(Bereket tanrısı,Demeter adına yapılan dini bir ayin)ları kutluyorlardı;Khios denizcilerinin başlarına gelenlerden haberi bulunmayan Ephesos’lular,silahlı bir kuvvetin ülkelerine girdiğini görünce,bunları,kadınları kaldırmak üzere gelmiş bir haydut çetesi sandılar;bütün kent,kadınları korumak için atıldı ve tüm Khios’luları kılıçtan geçirdiler.Alın yazıları böyle oldu.
Phokaia’lı Dionysios’a gelince,düşmanın üç gemisini ele geçirmiş,sonra Ionia’lıların durumunda hayır kalmadığını görmüş ve Phokaia’ya dönmek istememişti;bütün Ionia gibi kendi kentinin de köleleştirileceğini biliyordu.
Bir an soluk almadan doğru Fenike’ye gitti,bir sürü ticaret gemisini batırdı;dünyanın malını elde etti ve oradan Sicilya’ya yelken açtı,orada üslendi,korsanlığa başladı;yalnızca Kartaca’lılara ve Etrüsk’lere saldırıyor,Yunan’lılara dokunmuyordu.

Müjdat Mersin
11 Nisan 2021

YORUMLAR

  • 0 Yorum