google92207d2cbecf4788.html

Foça'da Tarihi Söyleşi: Mübadelenin Acıları ve Lozan'ın Önemi Anlatıldı

Foça'da Foça Mübadilleri ve Öncesi Birlik ve Beraberlik Derneği tarafından tarihi Beşkapılar Kalesi'nde düzenlenen etkinlikte, eski TBMM Başkanvekili Kemal Anadol, mübadele ve Lozan Antlaşması'nı anlattı. Anadol, ABD Büyükelçisi'nin Osmanlı modeli önerisine sert tepki gösterdi.

Foça'da Tarihi Söyleşi: Mübadelenin Acıları ve Lozan'ın Önemi Anlatıldı
25 Temmuz 2025 - 14:21 - Güncelleme: 25 Temmuz 2025 - 14:40

Foça Mübadilleri Derneği’nin “Lozan ve Mübadele” Söyleşisi Yoğun İlgi Gördü

FOÇA – Kısa bir süre önce kurulan Foça Mübadilleri ve Öncesi Birlik ve Beraberlik Derneği, İzmir’in Foça ilçesinde tarihi bir etkinliğe imza attı. Derneğin tarihi Beşkapılar Kalesi’nde düzenlediği “Lozan ve Mübadele” konulu söyleşide, TBMM 15, 16, 18, 22 ve 23. dönem milletvekili, eski başkanvekillerinden avukat ve araştırmacı yazar Kıvılcım Kemal Anadol ile mübadil bir ailenin çocuğu olan dernek yönetim kurulu üyesi ve yerel tarih araştırmacısı Ruhi İyigün konuşmacı olarak yer aldı.

Söyleşide Anadol, ABD Büyükelçisi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik Osmanlı modeli tavsiyesini sert bir dille eleştirirken, Lozan Antlaşması aleyhinde konuşanlar için “Bir Türk vatandaşı olarak bunlardan utanıyorum” ifadelerini kullandı. Ruhi İyigün ise mübadillerin yaşadığı zorlukları ve derneğin kuruluş amacını duygusal bir dille anlattı.


Söyleşide, mübadillik kavramı, mübadele tarihçesi, mübadeleye tabi tutulan halkların çektiği sıkıntılar ve vatan özlemleri anlatıldı. Etkinlikte, 102. yıl dönümünde Lozan Antlaşması üzerinden Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan “haksızlık ve saldırılar” gündeme getirildi. Söyleşi boyunca mübadele dönemlerine ait fotoğraflardan oluşan bir slayt gösterimi de yapıldı.

Konuşmacılar, mübadelenin “ısrarla din temelli olarak yapılmasının Yunanistan’daki Müslüman Türkleri oradan atma amacı taşıdığını” öne sürdü. Ayrıca, mübadele öncesi bazı dönemlerde dedikodular çıkarılarak özellikle Batı Anadolu’da nüfusları artan Rum halkının Yunanistan’a kaçmasına zemin hazırlandığına dikkat çekildi.

“TANRI BİR DAHA HİÇBİR TOPLUMA MÜBADELE GÖRMEYİ NASİP ETMESİN”

Ruhi İyigün, Limnili mübadil bir ninenin “Biz Limni’de altın kaşıkla yemek yerdik. Buraya geldik tahta kaşığı bulamadık” sözlerinin varlıktan yokluğa dönüşümü en ağır şekilde anlattığını ifade etti. İnsanların yaşları kaç olursa olsun, doğdukları, vatan olarak bildikleri toprakları, komşularını ve arkadaşlarını aradığını belirten İyigün, konuşmasını “Ne yaşayanlar unuttu ne de bugün bizler unuttuk. Tanrı hiçbir topluma bir daha mübadele görmeyi nasip etmesin” sözleriyle sonlandırdı.

İyigün, mübadil bir ailenin çocuğu olduğunu ve ailesinin Limni Adası’ndan mübadele ile geldiğini belirterek, Foça’da mübadillerin bir araya geleceği bir kuruluş, toplantı yeri veya mübadil kültürünü anlatacak, yaşatacak bir yerin uzun süredir eksik olduğunu dile getirdi. Bu amaçla derneği kurduklarını ifade eden İyigün, “Mübadillerin bir araya gelmesi, eski kültürlerini yaşatabilmesi, devam ettirebilmesi, eski anıları paylaşması ve tarihe tanıklık edebilmek, neler olmuş mübadelede, hangi zorluklarla yaşamış insanlar, yaşantıları nasıldı, günümüzde nasıl, bunları konuştuk ve bir dernek kurma kararı verdik. 6 kişi olarak yola çıktı, şu anda 600 kişiye yaklaşmaktayız. Bu akşam şanslı bir akşamımızdı. Çünkü yanımızda Kemal Anadol gibi bir tarih araştırmacısı vardı. Foça’da geçen ilk romanı Büyük Ayrılık ve 24 Temmuz Lozan Antlaşması ile ilgili çok güzel bilgiler verdi. Bilmediğimiz şeyleri söyledi. Duymadığımız konuları anlattı. Teşekkür ediyoruz” dedi.

“BÜYÜKELÇİNİN SÖZLERİ YA CEHALET YA KASITTIR”

Kıvılcım Kemal Anadol, Lozan Antlaşması’nın 102. yıl dönümünün kutlandığını belirterek, “Türkiye’nin tapusu olan bu antlaşma üzerine bu günlerde aleyhte bir takım söylentiler, dedikodular hatta demeçler görerek üzülüyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak utanıyorum. Tabii bunu başlatan Amerika’nın Ankara’ya atadığı ve Suriye Özel Temsilcisi olan büyükelçidir. Osmanlı modelini Türkiye’ye tavsiye etti. Cetvelle çizilen Sykes Picot antlaşmalarıyla, Lozan’ı bir tutma gafletinde bulundu. Ya cehaletinden bunu yaptı, ya da kasıtlı olarak yaptı. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Lozan’da, Lozan sonucunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Laik bir devlettir. Demokrasiyi yaşamaktadır. Bütün engellere rağmen, içinde bulunduğu demokratik sorunlara karşın, hala 102 senedir yaşıyorsa, bunu temellerinin sağlam oluşuna borçludur. Ne derlerse desinler Lozan’a atılan bütün çamurlar iftiradır ve inandırıcı olmaktan çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları Lozan’a sahip çıkmaktadırlar” şeklinde konuştu.

Söyleşi sonunda Dernek Başkanı Osman Mert, konuşmacılara teşekkür ederek gün anısına belge takdim etti.


YORUMLAR

  • 0 Yorum