Foça: Bir Sahil Kasabasının Dramatik Çöküşü
Foça’nın Unutulan Kokusu yıllar sonra Şükrü Ercamat’ın kaleminden çıktı. 1980’lerin hareketli Foça’sı neden dramatik bir sessizliğe büründü? Foça eski canlılığını arıyor.
Foça’nın Unutulan Kokusu
Şükrü Ercamat / www.focali.com
Foça’da doğdum, Foça’da büyüdüm. Mübadelenin üçüncü kuşak torunuyum; dedelerimin ayak bastığı bu topraklarda ilkokulu, ortaokulu, liseyi okudum. Sokaklarını ezbere bilirim, taşlarını tanırım, rüzgârını sesinden tanırım.
Sonra meslek yolculuğu başladı: yıllarca gazetecilik yaptım, ardından Club Med’in Fransız tatil köyünde tam 18 yıl aşçılık. Yetmedi, 10 yıl da İsviçre’de Club Med otellerinde çalıştım. Dünyanın birçok yerini gördüm ama insan nerede büyüdüyse, hatırasını nerede toprağa karıştıysa orayı unutamıyor.
Benim için o yer Foça.
Ama o Foça’yı bugün ne yazık ki bulamıyorum.
Bir Zamanlar Foça Bir Yaşam Sahnesiydi
1980’lerin Foça’sı…
Turistik bir ilçenin taşıması gereken tüm ruhu, tüm enerjiyi, tüm canlılığı taşıyordu.
Düşünün: Dört sinema vardı ilçede.
Yirmi altı bar, üç disko…
Sabaha kadar açık çorbacılar, hiç bitmeyen gece nöbetleri, taksicilerin durağında yankılanan kahkahalar…
Foça bir şehirden çok, yaşayan bir organizmaydı. Gençlerin nefesiyle, esnafın gülüşüyle, denizin kokusuyla hayat bulan bir yerdi.
O sokaklarda bir parfüm kokusu vardı ki… İnsan unutamaz. Yaz akşamlarında yürürken hem deniz kokar hem gençlik. O zamanlar herkesin yüzünde bir tuhaf neşe, bir özgürlük, bir güven duygusu olurdu.
Gençlerin gidip eğleneceği sayısız kafe, bar ve sosyal alan vardı. Her kapı açıktı, her masa dolu, her sokak hareketliydi.
Bugün dönüp bakıyorum da…
O Eski Foça sanki bir rüyaymış da biz uyanmışız gibi.
Foça’nın Ruhu Nereye Gitti?
Bugünün Foça’sı; evet, hâlâ güzel, hâlâ benzersiz bir sahile ve tarihe sahip. Ama sanki bir şeyler eksik…
Sanki birileri bu şehrin ruhunu usul usul çekip almış.
Eskiden Foça’ya gelen turist sadece tatil yapmazdı, Foça’yı yaşardı.
Esnafın yüzü gülerdi, gençlerin umutları diri olurdu, gece hayatı ilçeye ekonomiden sosyal hayata kadar canlılık katardı.
Şimdi?
Bir turistik ilçeye yakışmayacak bir durgunluk, bir sessizlik hâkim.
Gençler için sosyal hayat sınırlı; esnaf için işler kısıtlı; sokaklarda ise eski hareketlilikten eser yok. Sanki Foça içine kapanmış, kendi tarihine küsmüş gibi.
Ben o eski Foça’yı arıyorum.
Taş evlerin arasında büyüyen çocuk seslerini…
Sinemanın önünde kuyruk olan gençleri…
Sabaha kadar açık mekânların ışığını…
İnsanların birbirine selam verdiği, tanıdığı, güvendiği o sıcak mahalle dokusunu…
Biz Ne Zaman Foça’yı Kaybettik?
Bu soruyu sadece kendime değil, herkesin kendine sorması gerek.
Foça yıllar içinde neden böyle sessizleşti?
Neden eski canlılığını, eski çekiciliğini, eski neşesini kaybetti?
Turizmin kalbi olan bir yer nasıl olur da cazibesini yavaş yavaş yitirir?
Plansızlık mı?
İhmaller mi?
Yoksa Foça’nın değerini Foçalıların bile unutması mı?
Belki hepsi… Belki daha fazlası.
Foça İçin Bir Çağrı: Unutulanı Hatırlayalım
Bu yazıyı bir sitem olarak değil; bir çağrı olarak yazıyorum.
Çünkü Foça, bir sahil kasabasından çok daha fazlasıdır. Foça bir kültürdür, bir kimliktir, bir kokudur, bir yaşam biçimidir.
Biz bu şehrin eski ruhunu unuttukça, Foça da bizi unutarak sessizleşiyor.
Ama istersek…
O eski sokakların kokusunu, o gençliğin ışığını, o Foça turizminin canlılığını yeniden canlandırabiliriz.
Foça yeniden bir yaşam sahnesi olabilir.
Yeter ki biz o sahneyi yeniden kurmak isteyelim.






YORUMLAR