google92207d2cbecf4788.html

Dünya Kadınlar Günü'nde Foça Barış Kadınlarından çağrı

Foça Barış Kadınları İnsiyatifi üyeleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Foça Nihat Dirim Barış ve Demokrasi Meydanı’na çıktı. 

Dünya Kadınlar Günü'nde Foça Barış Kadınlarından çağrı
09 Mart 2023 - 20:00
SEYFİ GÜL - Foça Barış Kadınları İnsiyatifi üyeleri 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Foça Nihat Dirim Barış ve Demokrasi Meydanı’na çıktı.  Kadınlar; İstanbul Sözleşmesi’nin ve kadın hakları ile ilgili yasaların yanısıra yaşanan depremler sonrası  refakatsiz kalan ve kimliği tespit edilemeyen çocuklar için koruma tedbirlerinin uygulanması için çağrıda bulundular.

Ellerinde “İstanbul Sözleşmesini Uygula”, “Depremden Gelen Çocuğun Elini De, Sorumluların Peşini de Bırakmayacağız”, “Kayıp Çocuklar Nerede”,  “Sokakları da Alanları da Terketmiyoruz”, “Yıktığınız Hayatları Yeniden Kuracağız”, “Soracak Hesabımız, Yeniyi Kuracak Gücümüz Var”, “Dayanışma Yaşatır”, “Kadınlar Birlikte Güçlü”, “İtaat Etmeyeceğiz”, “Hiçbir Yere Gitmiyoruz” yazılı dövizlerle meydanı dolduran kadınlara erkeklerde destek verdi. İnsiyatif adına basın açıklamasını Güzin Tümer okudu.  Kadınların 1857 yılından beri kendilerinin ve ailelerinin daha iyi koşullarda yaşamaları için, uğradıkları şiddet ve ayrımcılığa karşı, adalet, özgürlük ve barış adına mücadeleye devam ettiğini belirten Tümer, ülkemizde 2022 yılında 334 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, 245 kadının şüpheli şekilde ölü bulunduğunu, 2023 yılının sadece Ocak ayında  erkekler tarafından öldürülen kadın sayısının31, şüpheli şekilde ölü bulunan kadın sayısının ise 25 olduğunu söyledi.  
Basın açıklamasını depremden etkilenen illerin yazılı olduğu karton levhaların  önünde yapan  Güzin Tümer; “ Kadın haklarını güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi sonlandırıldığı gibi, mevcut haklar da ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Kadınlar tüm bu olumsuzlukları yaşamaya devam ederken, yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle yüreğimiz daha da yanarak, üzüntü, acı ve en çok da öfkemizle buradayız. Şubat ayı başında ülkemiz ve Suriye halkları korkunç bir deprem felaketi ile yüz yüze geldi. Yaklaşık 50 000 yurttaşımızı kaybettik, bir o kadar yurttaşımızın da akıbetleri belli değil. Aileler parçalandı. Çocuklar anne-babasız, onlar çocuksuz kaldılar. Devletin zafiyeti nedeni ile, gereken müdahale ve destek geç ve yetersiz oldu. Depremden sağ kurtulanlar ise, esas olarak gönüllülerin, STK’ların, bazı büyük belediyelerin ve halkın çabası ile barınma, beslenme, sağlıklı koşullarda yaşama tutunma mücadelesi veriyorlar. Bu koşullardan en çok etkilenenler her zaman olduğu gibi kadınlar ve çocuklar. Çocuklar, anne babasını kaybetmiş olsun ya da olmasın, yurttaş olsun ya da olmasın, devletin, deprem sebebiyle veya daha önce korumasız durumda kalmış çocukları araştırmak, bulmak ve yasalarda öngörülen usul ve esaslara uygun biçimde koruma altına almak zorunluluğu varken, refakatsiz kalan ve kimlikleri tespit edilemeyen çocuklar tarikatların ellerine teslim edilmektedir. Sığınmacılara yönelik düşmanlık, ayrımcılık ve ırkçılık yükselerek, savaştan kaçan sığınmacılar deprem ile birlikte ikinci bir yıkım yaşamaktadırlar. Biz kadınlar, her zaman dile getirdiğimiz, mücadele verdiğimiz hakların yanı sıra, deprem sonucu ortaya çıkan bütün bu çaresizlik ve kötülüklere karşı da mücadele etmeye devam ediyoruz. Toplumsal cinsiyet bakış açısının tüm insani yardım faaliyetlerine dahil edilmesini talep ediyoruz. Deprem nedeni ile refakatsiz kalan, kimliği tespit edilemeyen çocuklar için koruma tedbirlerinin takipçisi olacağız. Afet sonrası devlet kurumlarındaki liyakatsiz yönetim, organizasyon ve koordinasyon eksikliği, sonuçları daha da ağırlaştırmıştır. Sorumlularının hesap sorularak bir an evvel cezalandırılmasını talep ediyoruz.” Dedi.

Basın açıklaması katılımcıların “Öfkeliyiz, Yastayız, İsyandayız” sloganlarıyla sona erdi.
 
Seyfi GÜL 

YORUMLAR

  • 0 Yorum