Analar Olmasaydı
Cevat Yıldırım Yazdı: Analar Olmasaydı
10 Mayıs 2022 - 21:45
Çocuk altı yaşlarındaydı. Şiirini şöyle okudu. “Ana- Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana, Sensin bana kan veren, Sensin bana can veren “ Nineler, analar, genç kızlar ağladı. Çocuk da ağladı. Nedenini bilmiyorum.
Dokuz yaşlarımdaydım. O yıllarda yalnız radyo vardı. Güzel sesli bir sanatçı “Ana başta taç imiş, Her derde ilaç imiş” diye okuduğunda Ayşe teyzenin gözlerinden yaşlar boşandı. Yanındaki iki kadın da gizlice gözyaşı döktü. Ülkemizde iki gün önceki gazeteler üç kadının öldürüldüğü haberini yazıyordu. Kadınları görmesem de anaları veya çocukları ağlamıştır, diye tahmin ediyorum. Yine dün akşam haberlerinde adı Karakoyun olan bir adam Asiye diye bir kadının başına kurşun sıkmış. Kadın hastane yolunda can vermiş. Hâlbuki tüm koyunlar ağıllara kapatılmalı. Sokaklarda ne işleri var? Kadın yeryüzünün ilk Tanrıçalarından biridir. Son yıllarda kadın cinsinin eziyet görmesi ya da darp edilmesi olağan haber gibi sunuluyor. Psikiyatrist, psikolog ve sosyal bilimci ilim adamlarımız niçin medyalarda her kadının yaşama hakkı olduğunu anlatan konferanslar vermiyor? Analar olmasaydı ne kadın, ne erkek olmazdı. Zira her iki cinsi dünyaya getiren kadınlardır.
Orta doğuda emperyalistler silah satsın diye anaları ve babaları ağlattılar. Bir zamanlar dünyanın en bayındır kentlerinden biri olan Bağdat’ın da analarını ve kenti de ağlattılar. Bu kadar aç gözlülük niçin var? Kurtuluş Savaşı sırasında cepheye cephane ve yiyecek taşıyan analarımız değil miydi? Ana her yerde her zaman özverili, sevecen, gayretli ve yaratıcı bir candır. Değeri bilinmezse insanlığa yazık olur.
Çocukluğumda duyduğum bir kısa öyküyü söyleyivereyim. Devamlı sarhoş gezen bir delikanlı oynak bir kadına tutulmuş. Aşk bu, ota da çöpe de konar. Eğer anneni öldürüp kalbini bana getirirsen seninle evlenirim demiş. Delikanlı eve gelmiş. Kamasıyla annesini kesip, kalbini eline almış. Sokağa çıkarken kapı eşiğine takılıp yere düşmüş. Kanlar içindeki ana kalbi dile gelmiş ve seslenmiş: “Dizin acıdı mı evladım” İşte anaların şefkati böyledir.
Aklı başında kişiler düşünmeli. Ben nasıl dünyaya geldim? Beni büyüten, acıktığımda sütüyle besleyen, geceleri benimle uyumayan, her zaman elimden tutan kimdi? Diyerek kadir kıymet bilmeli. Analar sevgisiyle, çocuğuna da sevgi verir. Onun her yönüyle iyi insan, hoşgörü ve demokrat olması için gayret eder. Kırsal kesimde analar toprakla uğraşırken kimi zaman yavrusunu ihmal etmiş olabilir. Arazide türlü bitkiler eken, çiçek yetiştiren iş bittikten sonra da çiçek gibi giyinmesini bilen o çilekeş kadınlardır. Eğer olanak bulsaydım tüm anaları rahat ettirecek dinlenme yurtları kurardım. Analar sevgi hazinesidir. Anaların sevgi yumağından yararlanmayı bilmeli.“Medeniyeti yaratanlar kadınlardır” sözü Atatürk’ündür. Hiçbir şey yapamıyorsak bile elini öperek, iki adet kır çiçeği vermeyi asla ihmal etmeyelim. Peygamberimiz “Cennet anaların ayağı altındadır” sözüyle anaları kutsamıştır.
Viktor Hugo’nun “Kadın zayıftır, ama anneler kuvvetlidir” tümcesiyle yeryüzündeki tüm anaları selamlarım. Sevgiyle yaşasınlar.
Cevat Yıldırım
06 Mayıs 2022
Dokuz yaşlarımdaydım. O yıllarda yalnız radyo vardı. Güzel sesli bir sanatçı “Ana başta taç imiş, Her derde ilaç imiş” diye okuduğunda Ayşe teyzenin gözlerinden yaşlar boşandı. Yanındaki iki kadın da gizlice gözyaşı döktü. Ülkemizde iki gün önceki gazeteler üç kadının öldürüldüğü haberini yazıyordu. Kadınları görmesem de anaları veya çocukları ağlamıştır, diye tahmin ediyorum. Yine dün akşam haberlerinde adı Karakoyun olan bir adam Asiye diye bir kadının başına kurşun sıkmış. Kadın hastane yolunda can vermiş. Hâlbuki tüm koyunlar ağıllara kapatılmalı. Sokaklarda ne işleri var? Kadın yeryüzünün ilk Tanrıçalarından biridir. Son yıllarda kadın cinsinin eziyet görmesi ya da darp edilmesi olağan haber gibi sunuluyor. Psikiyatrist, psikolog ve sosyal bilimci ilim adamlarımız niçin medyalarda her kadının yaşama hakkı olduğunu anlatan konferanslar vermiyor? Analar olmasaydı ne kadın, ne erkek olmazdı. Zira her iki cinsi dünyaya getiren kadınlardır.
Orta doğuda emperyalistler silah satsın diye anaları ve babaları ağlattılar. Bir zamanlar dünyanın en bayındır kentlerinden biri olan Bağdat’ın da analarını ve kenti de ağlattılar. Bu kadar aç gözlülük niçin var? Kurtuluş Savaşı sırasında cepheye cephane ve yiyecek taşıyan analarımız değil miydi? Ana her yerde her zaman özverili, sevecen, gayretli ve yaratıcı bir candır. Değeri bilinmezse insanlığa yazık olur.
Çocukluğumda duyduğum bir kısa öyküyü söyleyivereyim. Devamlı sarhoş gezen bir delikanlı oynak bir kadına tutulmuş. Aşk bu, ota da çöpe de konar. Eğer anneni öldürüp kalbini bana getirirsen seninle evlenirim demiş. Delikanlı eve gelmiş. Kamasıyla annesini kesip, kalbini eline almış. Sokağa çıkarken kapı eşiğine takılıp yere düşmüş. Kanlar içindeki ana kalbi dile gelmiş ve seslenmiş: “Dizin acıdı mı evladım” İşte anaların şefkati böyledir.
Aklı başında kişiler düşünmeli. Ben nasıl dünyaya geldim? Beni büyüten, acıktığımda sütüyle besleyen, geceleri benimle uyumayan, her zaman elimden tutan kimdi? Diyerek kadir kıymet bilmeli. Analar sevgisiyle, çocuğuna da sevgi verir. Onun her yönüyle iyi insan, hoşgörü ve demokrat olması için gayret eder. Kırsal kesimde analar toprakla uğraşırken kimi zaman yavrusunu ihmal etmiş olabilir. Arazide türlü bitkiler eken, çiçek yetiştiren iş bittikten sonra da çiçek gibi giyinmesini bilen o çilekeş kadınlardır. Eğer olanak bulsaydım tüm anaları rahat ettirecek dinlenme yurtları kurardım. Analar sevgi hazinesidir. Anaların sevgi yumağından yararlanmayı bilmeli.“Medeniyeti yaratanlar kadınlardır” sözü Atatürk’ündür. Hiçbir şey yapamıyorsak bile elini öperek, iki adet kır çiçeği vermeyi asla ihmal etmeyelim. Peygamberimiz “Cennet anaların ayağı altındadır” sözüyle anaları kutsamıştır.
Viktor Hugo’nun “Kadın zayıftır, ama anneler kuvvetlidir” tümcesiyle yeryüzündeki tüm anaları selamlarım. Sevgiyle yaşasınlar.
Cevat Yıldırım
06 Mayıs 2022
YORUMLAR