Foça'dan Almanya'ya İlk Adım: "Pass Bitte!"

NECATİ VURAL

Titriyorum resmen...

Ayakkabılarım Sümerbank ürünü, o tanıdık koku...

Nerede miyim dersiniz? Münih tren garındayım.

Yaşım henüz on dört.

Neden mi bu uzaklardayım?

Ah, anam... Canım anam Berlin'de, o büyük AEG fabrikasında çalışıyor, beni de yanına aldıracak.

İşte o an geldi. "Pass bitte!" dedi, sanki Hitler'in ruhu sinmiş o aksi kadının sesinde.

Uzattım titrek ellerimle. Bir baktı yüzüme, o küçücük halime...

Sanki beni bir lokmada yutacak gibiydi. O sert damga...

Bir vurdu pasaportuma, ben yerimden zıpladım, sanki o eski ayakkabılarımın içinden sular fışkırdı.

Sonra o uzun yolculuk...

Bindim Berlin trenine, Almanyanın en güneyinden ta kuzeyine doğru...

İndik mi o meşhur Berlin'e?

Hani bir zamanlar ikiye ayrılan, hüzünlü Berlin'e...

Gençlik işte, her şeyi ezberlemiştim.

Taksiciye o birkaç Almanca kelimeyi sıraladım: "Ich möchte zu dieser Adresse gehen."

Adamcağız güler yüzlü, sanki Hitler'in o karanlık günlerinden hiç etkilenmemiş gibi, nazikçe kapıya kadar bıraktı beni.

Şimdi sizi alıp yine o güzel Foça'ya bağlayacağım...

Ama biraz sabır, biraz merak...

SEVGİ HER ŞEYDİR.

Devamı Gelecek...

NECATİ VURAL / FOÇA